Yafta bayram şekeri , mahalle oyunları , nostalji , poşet , şeker , şeker avcıları , şovalye , yuvarlak masa şovalyeleri
Kısa ve konforsuz yatağından yayların gıcırdıyan sesiyle uyandı.Her hareketinde yaylardan farklı gıcırdama geliyor,senfonik sesler ortaya çıkıyordu.Ellerini iyi yana açabildiği kadar açtı ve ağzını maksimum seviyeye kadar genişletip esnedi.Ellerini saçlarının arasında gezdirdi.Arkadan vuran güneş, sanatsal açıdan rönesans tablolarını hatırlatıyordu.Serçe parmaklarını gözlerinde birikmiş olan çapaklarda gezdirdi.Çıplak ayaklarıyla betonun üzerinde ''şıp,şıp'' seslerini çıkartıyordu.Holde giderken zikzak çiziyor,içmeyi bilmeyen ayyaşlar gibi salllanıyordu.Çok geçmeden kapının bir köşesine çarptı.Çarpmanın verdiği acı uykusunu aniden gidermişti.Mutfağa doğru gidip su içti.Sandalyenin üzerine oturdu.Elinde suyla günün planını yapıyor,gelecek biraç saati düşünüyordu.Beklenmedik bir ziyaretçi geldi ve kapının zilini çaldı.Sabahın köründe kargalar boklarını yemeden ziyaretçisi olmuştu.Altındaki pijamayla karşısına çıkarsa bunun ne kadar etik olabileceğini düşündü.Sonra üşengeçliğine verip pijamayla kapıyı açtı.Nasıl olsa daha sabahtı.Karşısındaki kişi empati yapmalıydı,hala uykusu vardı.Gelen arkadaşıydı.Üzerinde son derece şık elbiseler vardı.Çizgili gömleğinin üzerine siyah bir kazak girmiş,altına beyefendi stilini bozmamak için keten pantolon giymişti.Klasik imajına ceketide eklemiş ve janjanlı bir stil ortaya çıkarmıştı.Elindeki boş poşeti gösteriyor,günün anlam ve önemini poşetle,mimikleriyle anlatıyordu.Kaşlarını havaya doğru kaldırıyor,yemeğini sabırsızlıkla bekleyen köpekler gibi dili dışarıda bekliyordu.Dinçti.Sabahın körü olmasına rağmen gözlerinin altı torbalı değil,göz kapakları ağırlaşarak düşmüyor ve esnemiyordu.Karşısındaki beklenmeyen ziyaretçiyi görünce şaşıran Umut,arkadaşından giyinmek için izin istedi.Koşarak holden geçti ve bu sefer bir yerlere çarpmamış,virajı alırken hızını yavaşlattığı için patinaj yapmıştı.Yılların deneyimine,tecrübesine sahip olan araba yarışçıları gibiydi.Gardolabını açıp arkadaşının şık ve sade elbisenin altında kalmayacak elbise kombinasyonlarını aradı.Dizlenmiş kot pantolon,küçük gelen uzun kollu tişört ve spor ceketle vasat giysi tepkimesini hazırlamıştı.Vefakar,turşu gibi kokan günlerin tek savunucusu terlerin en büyük duşmanı deodorantını eline alarak tepkime eksik olan maddeyi tamamladı.Rastgele seçtiği poşeti alel acele cebine sıkıştırdı ve beklemekten ağaç olmuş bayram şekeri gibi paketlenmiş arkadaşına yöneldi.
Merdiven basamaklarını inerken arkadaşı günün anlam ve önemini bildiren sohbet yapıyor,şeker toplamak için çizdiği haritayı,noktaları ve altın madeni değerindeki bereketli evlerin adreslerini gösteriyordu.Koyulaşan sohbet apartman girişinde el sallayarak bekleyen kardeşliğin diğer üyelerinden olan kısa boylu,tıknaz,gözlüklü arkadaşın gelmesiyle tamamlandı.Kardeşlik toplanmış,günün yeminini etmiş kendilerine toplayacakları şeker kotasını seçmiş ve belirtilen miktardaki şekeri toplayana kadar savaşlarından vazgeçmeyeceklerine dair yemin etmişlerdi.Hepsi hep birlikte havaya doğru poşetlerini kaldırdı ve ''huurrrraaaaa !'' diye bağırdılar.Yolu baltalar elimizde,uzun ip belimizde şeklinde yürümediler.Avına sinsice yaklaşan sırtlan topluluğu gibi her çevreyi süzüyor,olası bir şeker muhaberesi için tetikle bekliyorlardı.Burnu keskin olan kardeşlik üyesi adreslerde belirtilen apartmana gelindiğini herkesin teçhizatlarını çıkarmasını emretti.Önceden planlanan apartmana giriş hareketlerinden olan uzun tilki yürüyüşü hareketi yapıldı.Operasyonda ustalık,sinsilik,aç gözlülük ve hareket çok önemliydi.Muhtemel eve gelindiğinde poşetler açıldı ve şeker hazinesi alınarak uzun yolcululuklarına,dört nala vererek devam ettiler.''hurraaaa !'' nidalarını çekiyor,hiç yaşamadıkları hazı vücutlarında ve en önemlisi ayaklarında hissediyorlardı.
Şeker hazinesi evlerden alınan önemli ganimetlerden sonra grup yorulduğu için akarsuyun önünde mola verdiler.Kardeşlik birkaç üye apartmanlara ihtiyaçlarını giderdikten sonra yakıt toplayıp(şeker yemek) kalan diyarlara dört nala gittiler.Akşama doğru poşette yer kalmadığı için son çare ceplere başvuruldu.Epey ganimet toplanmıştı.Yolda hiçbir hırsıza rastlanmamış,beleşçiler vb sıfatta olan kişilere karşı ganimet savunulmuştu.Dergaha genilinip herkes topladığı ganimetleri saydı.Dergahın kapısı ''açıl susam açıl '' deyince açılıyordu.Bu yılki şeker avının galibi kısa boylu,tıknaz kardeşlik üyesiydi.Adını dergahtaki(kamelya) duvara yazdırdıktan sonra saygınlık,şöhret ve ün gibi manevi değerler onu bekliyordu.Bu yılki şeker avı iyi geçmiş ve kardeşlik üyeleri hiç olmadığı kadar eğlenmişti.Akşam ezanının okunmasıyla kardeşlik üyeleri eve gitmeleri gerektiğini anladılar ve hep birlikte dört nala evlerine dağıldılar.
ellerine sağlık.yazılarını seviyorum