Yafta ilsa , karikatür , konser , mahmut , mahmut zübermühler , mide , mide gurultusu , sahne , tiyatro
2.Gün
Gemide işler iyice kötüye gitmeye başladı.Mide gurultularıyla gezen tayfa,aç olduğu için düşünemiyor beyni olmayan zombilerin yapmayacağı şeyleri yapıyor.Umutsuz denizciler gibi denizlere bakıyorum.Dört bir yanımızı saran,masmavi ve uzun yolculuğumuzda bize arkadaşlık eden tek yoldaşımıza.Tayfalardan bazıları kara göründü nidalarıyla herkesi galeyana getiriyor ve asparagaz haberi kerizlere yutturuyordu.Deneme-yanılma yöntemiyle hazırlanan haberler,karayı görmek için hiçbir şeyi umursamayan tayfam,balon haberlere inanıyor,gerçeği öğrendiğinde şevki kırılıyordu.Tayfadan fedakar birkaç adamın çıkmasıyla,her şeyi devletten bekleme günleri sona erdi.Zeki arkadaşlar ellerine zıpkınları,giysilerini omuz hizasına çekerek bir nevi gövde gösterisi yaptılar.Sinema izler gibi izleyen tayfa,zıpkınla balık vuruluşunda alkışlıyor,arkadaşlarına destek oluyordu.Bazıları işi ilerleterek kumar ve bahis işine giriyor.Çaktırmadan kimin denizden ilk çıkacağına dair bahis yapıyordu.Parsellenmiş,uyuşmuş beyinler,denizden çıkan her balığı görünce mide gurultularına bir yenisi ekleniyor,aç olan zihinlerini doyurmakta güçleşiyordu.Tayfanın dişinin kavuğuna gitmeyecek balıklar denizden çıkarıldıktan sonra ayıklandı.Uzun süren işlemlerden geçirildikten sonra sterilir ortamdan geçirildi ve yemeye hazırlandı.Hamarat miço,el becerilerini göstererek geminin ortasına küçük bir yemekhane kurdu.Karavanalarını alan tayfa,çeşitli balık ürünlerini tabaklarına koyuyor,yemeğini alan sırasına devam ediyordu. Adeta herkesin gıybetle bakacağı,imreneceği bir servis kurmuştuk.Şimdilik ben buna açık büfe diyorum.Karınları doyunca,neşeleri yerine gelen tayfa akşam eğlencisine başladı.
Masaşutkes manastırlarında tiyatro eğitimi alan tayfa,kendi yazdıkları oyunu oynamak istediler.Sahnesiydi,dekoru derken çok yorulduk.Günler süren provolar ve yorucu antremanlardan sonra herkes rolünü öğrenmiş ve eksiksiz oynamıştı.Klasik gemilerie nazaran,benim gemim yenilikçi,ıslahatçı ve gelişmelere açıktı.Diğer kaptanlar gibi at gözlüklü değil,geniş bir vizyonum vardı.Çeşitli aktivitelere ev sahipliği yapan gemimiz tiyatro oyunundanda alnının akıyla üstesinden gelecekti.Bulutların arasında,izleyici olarak yerini ayırtan ay;oyunumuzun tek ışığı oldu.Daha önce hayatlarında tiyatro nedir bilmeyen cahil tabaka,ilk başlarda sızlansada sonraları merak etmeye ve heyecanlanmaya başladı.Önceki gece akdeniz akşamlarını çalarak yakışıklı değil ama sempatik tayfayı inceden sinirlendirerek hır çıkartan zat-ı muhterem kapalı olduğu ininden tekrar çıktı.Sarı saçlarını ordan oraya sallandırarak,şampuan reklamlarındaki yıldızları andıran arkadaş,tiyatro oyununa katıldı.Yaman arkadaşın elinden herşey geliyordu.Yaralarını daha yeni saran yakışıklı değil ama sempatik kitle sahnede seksi arkadaşı görünce ıslıklar çalıp,slogan atmaya başladı.Tayfada yaşça büyük olan,herkese sözü geçen amigo geldikten sonra kızgın taraftarı susturdu.Bu seferde sahneye balık artıkları atanları kenara çekip,bir güzel patakladı.
Tiyatro oyunumuz güzeldi.Önündeki en büyük dertlerini bir kalemde atan tayfa oyuna dalarak neşelendi.Hepsi keriz gibi yedi oyunu.Aralarda entelektüel olan birkaç arkadaş homurdanarak herkesin toplandığı yeri terk etti.Hazır fırsat bulmuşken değerlendirmek isteyen ahali,balık fazlalarıyla tatlılar yapmış,oyun oynanırken satıp para kazanıyordu.Bilinç altının ''yemek ye ! '' mesajına yenik düşen tayfa,nefsi de araya girence engel olamadı ve körü körüne kabul etti.Oyun bitince alkış yağmuruna tutulan arkadaşlar,herkesten bir daha sözünü aldı ama yorulmuşlardı.Tezgah toparlandıktan sonra herkes işinin başına döndü.Birkaç saat sonra herkes rahat ve konforlu yataklarına çekildi.Kamaramda olta atarak son durumun analizini yapıyor.Olası durumların resmini çiziyordum.Kamaramdaki çemberimsi pencereden dışarıya baktım.Tek ışık kaynağımız olan ay,biletinin süresi dolmasıyla ayırtılan yerini,maçı izlemek için gelen heyecanlı taraftar güneşe yerini bırakıyordu.
Masamın başına geçip,mumu yaktıktan sonra ortama mürekkepli kalemimi alarak yazmak için ambiyans verdim.İlk giriş cümlesinden sonra tıkandım.Saatler süren dolanmalarımdan sonra nihayet aklıma bir şey geldi.Gelen şey ise tuvalete gitmekti.Londra sokaklarında avuç avuç satılmasını hedeflediğim şiir kitabına ''tuvaletim geldi '' yazarsam şiir açısından güzel olmazdı.İlham gelmesi için yatağıma uzandım ve loş ışıklar eşliğinde şarkı söyledim.
Gemide işler iyice kötüye gitmeye başladı.Mide gurultularıyla gezen tayfa,aç olduğu için düşünemiyor beyni olmayan zombilerin yapmayacağı şeyleri yapıyor.Umutsuz denizciler gibi denizlere bakıyorum.Dört bir yanımızı saran,masmavi ve uzun yolculuğumuzda bize arkadaşlık eden tek yoldaşımıza.Tayfalardan bazıları kara göründü nidalarıyla herkesi galeyana getiriyor ve asparagaz haberi kerizlere yutturuyordu.Deneme-yanılma yöntemiyle hazırlanan haberler,karayı görmek için hiçbir şeyi umursamayan tayfam,balon haberlere inanıyor,gerçeği öğrendiğinde şevki kırılıyordu.Tayfadan fedakar birkaç adamın çıkmasıyla,her şeyi devletten bekleme günleri sona erdi.Zeki arkadaşlar ellerine zıpkınları,giysilerini omuz hizasına çekerek bir nevi gövde gösterisi yaptılar.Sinema izler gibi izleyen tayfa,zıpkınla balık vuruluşunda alkışlıyor,arkadaşlarına destek oluyordu.Bazıları işi ilerleterek kumar ve bahis işine giriyor.Çaktırmadan kimin denizden ilk çıkacağına dair bahis yapıyordu.Parsellenmiş,uyuşmuş beyinler,denizden çıkan her balığı görünce mide gurultularına bir yenisi ekleniyor,aç olan zihinlerini doyurmakta güçleşiyordu.Tayfanın dişinin kavuğuna gitmeyecek balıklar denizden çıkarıldıktan sonra ayıklandı.Uzun süren işlemlerden geçirildikten sonra sterilir ortamdan geçirildi ve yemeye hazırlandı.Hamarat miço,el becerilerini göstererek geminin ortasına küçük bir yemekhane kurdu.Karavanalarını alan tayfa,çeşitli balık ürünlerini tabaklarına koyuyor,yemeğini alan sırasına devam ediyordu. Adeta herkesin gıybetle bakacağı,imreneceği bir servis kurmuştuk.Şimdilik ben buna açık büfe diyorum.Karınları doyunca,neşeleri yerine gelen tayfa akşam eğlencisine başladı.
Masaşutkes manastırlarında tiyatro eğitimi alan tayfa,kendi yazdıkları oyunu oynamak istediler.Sahnesiydi,dekoru derken çok yorulduk.Günler süren provolar ve yorucu antremanlardan sonra herkes rolünü öğrenmiş ve eksiksiz oynamıştı.Klasik gemilerie nazaran,benim gemim yenilikçi,ıslahatçı ve gelişmelere açıktı.Diğer kaptanlar gibi at gözlüklü değil,geniş bir vizyonum vardı.Çeşitli aktivitelere ev sahipliği yapan gemimiz tiyatro oyunundanda alnının akıyla üstesinden gelecekti.Bulutların arasında,izleyici olarak yerini ayırtan ay;oyunumuzun tek ışığı oldu.Daha önce hayatlarında tiyatro nedir bilmeyen cahil tabaka,ilk başlarda sızlansada sonraları merak etmeye ve heyecanlanmaya başladı.Önceki gece akdeniz akşamlarını çalarak yakışıklı değil ama sempatik tayfayı inceden sinirlendirerek hır çıkartan zat-ı muhterem kapalı olduğu ininden tekrar çıktı.Sarı saçlarını ordan oraya sallandırarak,şampuan reklamlarındaki yıldızları andıran arkadaş,tiyatro oyununa katıldı.Yaman arkadaşın elinden herşey geliyordu.Yaralarını daha yeni saran yakışıklı değil ama sempatik kitle sahnede seksi arkadaşı görünce ıslıklar çalıp,slogan atmaya başladı.Tayfada yaşça büyük olan,herkese sözü geçen amigo geldikten sonra kızgın taraftarı susturdu.Bu seferde sahneye balık artıkları atanları kenara çekip,bir güzel patakladı.
Tiyatro oyunumuz güzeldi.Önündeki en büyük dertlerini bir kalemde atan tayfa oyuna dalarak neşelendi.Hepsi keriz gibi yedi oyunu.Aralarda entelektüel olan birkaç arkadaş homurdanarak herkesin toplandığı yeri terk etti.Hazır fırsat bulmuşken değerlendirmek isteyen ahali,balık fazlalarıyla tatlılar yapmış,oyun oynanırken satıp para kazanıyordu.Bilinç altının ''yemek ye ! '' mesajına yenik düşen tayfa,nefsi de araya girence engel olamadı ve körü körüne kabul etti.Oyun bitince alkış yağmuruna tutulan arkadaşlar,herkesten bir daha sözünü aldı ama yorulmuşlardı.Tezgah toparlandıktan sonra herkes işinin başına döndü.Birkaç saat sonra herkes rahat ve konforlu yataklarına çekildi.Kamaramda olta atarak son durumun analizini yapıyor.Olası durumların resmini çiziyordum.Kamaramdaki çemberimsi pencereden dışarıya baktım.Tek ışık kaynağımız olan ay,biletinin süresi dolmasıyla ayırtılan yerini,maçı izlemek için gelen heyecanlı taraftar güneşe yerini bırakıyordu.
Masamın başına geçip,mumu yaktıktan sonra ortama mürekkepli kalemimi alarak yazmak için ambiyans verdim.İlk giriş cümlesinden sonra tıkandım.Saatler süren dolanmalarımdan sonra nihayet aklıma bir şey geldi.Gelen şey ise tuvalete gitmekti.Londra sokaklarında avuç avuç satılmasını hedeflediğim şiir kitabına ''tuvaletim geldi '' yazarsam şiir açısından güzel olmazdı.İlham gelmesi için yatağıma uzandım ve loş ışıklar eşliğinde şarkı söyledim.
Comments (0)
Yorum Gönder