Yafta anarşizm , başkaldırış , education , eğitim , eğitim sistemi , eğitim ve sosyal yapı , isyan
Takılan bir pikabın üzerinde,yörüngesinde dönme zorunluluğu olan plaklar gibi eğitim sistemimiz her geçen yıl değişiyor.Plağı,pikaba koyan el sahibi de değişiyor.El sahibi değişiyor,değişim;görünüm olarak değişiyor.Hiçbir hissiyat değişimi yok.Başa geçen el sınav sisteminin adını ve çarklarını değiştiriyor.Değişen sınav sisteminin kimyasını değiştirerek öğrencileri de buduyor.Bu filmi yıllardan beri görüyoruz.Babalarımız,annelerimiz zamanından gelen süre gelen sistem böyle.Kısır döngünün içersindeyiz.Yeni fikirlere alışık değiliz.Ortaya hipotezini bildiren olursa ön yargılı davranıyor ya da günümüzün koşullarının verdiği etkiyle yaftalamaya başlıyoruz.Yaftalarımız karşıdaki kişinin haysiyetine,şerefine ve namusuna oluyor.Konuyla alakası olmayan gereksiz topluluk,uzun bilgiden sıkıldığı için konuşmacıyı dinlemiyor,hasmının söylediği küfürler ona çekici geliyor ve büyük bir haz alıyor.
Sisteme karşı şu günlerde ‘’fuck the system ‘’ restini çeken nadir insanlar var.Bazıları sistemin içinde olan olmasına karşılık resti çekere tuhaf ironi yapan ve bunu kitlelere mal eden insanlar…Doğduğumuzdan beri sistemdeki dişlilerin çarkları olarak yetişiyoruz.Belirli bir örf,kültür ve adet üzerinde yolunda sapmalar olmadan,dar alanda kısa paslaşmalar yapıyoruz.Birisi bize tek rengin beyaz olduğunu söylediği zaman onun beyaz olduğuna kanıyor ve yıllarca yanlış öğrendiğimiz şeyi gelecek kuşaklara aktarıyoruz.Ne için öğrenim görüyoruz ?
Türkiye standartlarını düşünürsek mezun olan her %90,85 – virgüllü vereyim ki gerçekten araştırma yapmış gibi olayım - üniversite kapısından ellerinde fırından yeni çıkmış taze diplomalarıyla çıkınca aniden eşekten düşmüş karpuza dönüyorlar.Hadi iş buldu diyelim.Kaçımız içinde bulunduğumuz,seveceğimiz mesleği yapacağız.Kaçımız içinde bulunduğumuz meslekte patronlarımızın sömürgesi altında yaşayacak,onların yaptığı hataları üstümüze yıkmasına izin vereceğiz.Matematik öğretmenimin gözünün içine bakarken onun sevdiği mesleği yapmadığına eminim.Sistemin getirdiği zorunluluklar,aile,maddi durum ve çevre faktörleriyle birleşince bizi istemediğimiz koşullara itiyor.
Sistemin eleğinden nasıl kurtulabiliriz ?
1)Anarşist olup sokakları yakacağız.
2)Herkes sistemin bize getirdiği salt düşünceyle yontulacak ve durum böyle devam edicek.
3)Sarı saçlı,mavi gözlü büyük adam Samsun’dan bir daha gelecek.
4)Beyinlermizin peynir kıvamına gelmesine izin vericek,yaşamımıza hiçbir şey olmamış gibi devam edeceğiz.
Dershane faktörü
Yanlış yönetilen ellerin sahip olduğu büyük sistemde önümüze yıllık periyotlarda imtihanlar konuluyor.Bu imtihanların,en büyük yancısı dershaneler.Dershaneler öğrencileri değişik bir atmosfere sokan,onları yarış atı gibi yapan.Kazanamayınca yıl boyunca verdikleri gazı su istimal ederek halı boyutunda bütün binayı kaplayan göz boyayan şeref lisletelerine asmayan yerler.Bir insan yeni işlenen konuyu tekrar ettiğinde onunla ilgili 20 soru bile çözse karlıdır.Dershaneler bunu 200-500 hatta sonu gelmeyen uçuk rakamlara çıkartırlar.Bir şeyi o kadar sık görürseniz unutursunuz.Diğer bir faktör olarak hocaların bir yıl içindeki bulunduğu davranış ve Hindistan’da uygulanan kast sistemi.
Dershane ayrımcılığı
Sizi bir sınava sokuyorlar.Alt ve üst sınırları belirliyorlar.Yaptığınız doğru ve yanlış sayısı kadar değerlendiriliyorsunuz.Eğer alt sınırda kalırsanız size benzeyen çürük elmaların yerine.Üst sınırda kalırsanız gözdelerin,incilerin sınıfına geçiyorsunuz.Dershane göz boyaması burada devreye giriyor.Alt sınıftaki öğrencilere yıl boyunca neredeyse doğru,düzgün bir şey öğretilmiyor.Bir süre zarfından sonra üzüm,üzüme baka baka kararıyor ve herkes bok oluyor.Gözde sınıftaki öğrenciler bir yere toplanıyor ve çifte standart uygulanıyor.Alt sınıftakilerin canı yok mu ? Dershanelere gitseniz alt sınıflardaki öğrencilerin sanki gaz odalarında yaşadıklarını zannedersiniz.Derslerine giren bir öğretmen anlatıp,çekip gidiyor.Bazı zamanlar muhterem,yüzlerine bakıyor fırça attıktan sonra monoton gününe devam ediyor.
Bunları en az beş yılını dershanelerde geçirmiş bir kobay olarak yazıyorum.
Onları yapma kaka,cıs
Derin kültür mirasımız,birikimimiz ve ailelerimimiz İngiltere Kraliyet Ailesi’nin soylu birer üyeleri oldukları için oldukça hoş görülü,nazik ve bir okadar ufku açık insanlar.Geçenlerde akraba ziyaretinde sistemden hoşlanmadığı böyle giderse anarşist olacağımı ve devrim yapacağımı yanlışlıkla sesli düşünerek söyledim.Akrabalarımın reaksiyonu küçük Emrah filmlerindeki dayak yiyen Emrah gibi hepsinin bodosloma salvolarına uğradım.Hiç birisi beni dinlemedi.Sağdan,soldan her cepheden ağır top saldırsına uğradım.Cümlemi bitirmeme bile müsaade etmediler.
Ne yapabiliriz ?
Alt Evreler:
1)Ali’yi sonu gelmeyen soru şıklarında geziye yollucaz.En sonunda haydarı alıp oturucaz.
2)Sessizliğimizi bozup,hep bir ağızdan konuşucaz.
1.Evre
Çevrenizde sistemle ilgili şikayetlerini bildirmeyen kimse yoktur.Bildirmeyende sınıftaki inek kız öğrencilerinden veya reklamların consume obey die göz boyamasına takılıp kalan,sadece tüketen ve sorgulamayan beyindeki kişilerdir.Sistemi sorgulamak iyidir.Ama bunu birlikte yapmak gerekir.Spor amaçlı üstü kapalı hava atma amaçlı yapılmamalıdır.Veya internette sosyal platformlar üzerinden ‘’hadi ağlayalım ühü.ühü.ühü’’ ‘’çok güzel tespit +rep emeğine sağlık’’ cinsinden sonu gelmeyen ergen mastürbasyonlarına son verilmelidir.Evet ! Sesinizi duyurabilirsiniz.
2.Evre
Dananın kuyruğunun koptuğu evredir.Herkes kafasının köşesinde saklı olan fikirleri eyleme dönüştürür ve haklı topluluk ortaya çıkar.Tabiki bu haklı topluluk herhangi bir zarara yönelik davranış yapmadan hukuksal boyutlarda hakkını arar.Verilmiyorsa direnir.Direniş gösterir.Hakkını en sonunda alacaktır.Yedirmez.Nede olsa biz;Yedi cihanı dizleri üzerine eğdiren bir neslin çocuklarıyız.
bu üklede diploma, sadece bir kağıt parçasından ibaret