Kaptanın Seyir Defteri

Yafta , , , , , , , ,

Komuta gemisindeki masanın üzerindeki coyistiklerle oynarken uyuya kalmışım.Masanın üzerinde bulunan kahvem soğumuş ve siyah bulanık pis bir su haline gelmiş.Uyandığımda mürettabatın ortalıkta olmayışıyla inceden tırstım.Tutulan sırtım ve uykudan yeni kalkmış dengeyi sağlayamayıp,ağarlaşan göz kapaklarım büyük monitörden gelen gök taşlarına bakmaktaydı.Gök taşlarının arasından kuşlar misali süzülen gemimize kıç tarafından bir gök taşı çarpınca eşekten düşmüş karpuza döndüm.Ufak sarsılmalardan sonra içimden yumru oluşturan ve midemdeki emzimleri harekete geçiren hadiseyi çözmek için kolları sıvadım.Uyuya kalmadan önce nasırlı ellerimin arasında kalarak,ellerimdeki duyu almaçlarının fazla ısıya dayanamayıp yerini emzimlere bırakmasıyla terin gazabına uğrayan coyistiğimle güç kalkanlarını aktivite ettim.

Fosur fosur uyuyan,osuruğuyla mısır patlatan kaba kulağın yanına geldim.Rüyasında ''Necla necla '' diye sayıklıyor,ağzını şapırdatıp zevk rüyasının geride kaldığı bölümlerde kombine oynuyordu.Nida atarken kulakları bükülüp,farklı bir hal alıyordu.Yoldan çıkan kulaklarını zapt etmek için iki eliyle tuttum.Çığlığı basan kabakulak ne olduğu habersiz ayağa kalkarak bana sövüyor,kafasını saatlik periyotlarla gelen gök taşlarına çeviriyor,ortaya sinerji çıkartıyordu.Kalpli donuyla dal taşşak kalan kaba kulak,ordan oraya koşuyor,amele atletiyle cılız vücudundan gözüken kol kaslarının farkına varmıyordu.Keriz gibi uyuyan mürettebat,kaba kulağın yatakhanelerde ucuz korku filmlerindeki gibi katilin kurbanın arkasından çıkması misali kapli donuyla karanlığın ortasına belirmişti.Karanlıktaki silüetinden belirgin kulakları ve doksan derecelik açıyla minarenin kubbesine bakan kaşları,götlerinin üzerinde sinek uçuşan tayfanın kabusu oldu ve arkalarına bakmadan ışık hızında sıraya geçip iştima alındı.

Komuta merkezinde herkesin yerini almasından sonra yönergeleri vermek üzere kürsüme çıktım.Konuşmamı desteklemek için aralarda ellerini bir araya getirerek alkış temposunu tutturmak isteyen kabakulak,gündüz kuşağında gösterilen izdivaç programlarındaki cast ekibi tarafından tutulan,ölü seyircilerden destek alamamış ve küçük çapta gaz verdirici atraksiyonu suya düşmüştü.Konuşmamı tamamladıktan sonra kutsal hareketimizi yaptım.Hareketi göz bebeklerinde hisseden mürettebat,içlerine dolan güven ve cesaret duygularından enerjilerini alarak bir an önce göktaşı tarlasından çıkmak için karpuz patlatmaya başladılar.

Kompiterin yanına giderek,toz tutmuş ve bakımı yapılmamış kolunu aşağıya indirerek sistemini harekete geçirdim.''Vıjık,mulışık '' sesleriyle kablolarından gelen enerjiyi tüm gövdesine aktaran kompiter,uzun yıllar boyu kullanılmayıp,eskiciye gidecek zımbırtılar listesine girdikten sonra ilk kez rötar yapmadan çalışıyordu.Arada makinasının içinden çelen dişlilerin çıkarttığı çark sesleri saçlarınızı diken diken ediyor,sinir kat sayınızı büyük sayılarla çarpıyordu.Mikrofona ''at yarışı tüyoları '' dedikten sonra mavi ekrana gelen rakamları not defterime kaydettim.Kompiterin ''+rep '' ve ''emeğe saygı,teşekkür '' butonuna bastıktan sonra gıcırdayan yaylarından damlayan yağ sıvıları arasında ''teşekkürler '' sözcüğünü duyup,aldığım tüyoları arka cebime iliştirdim.

Komuta merkezindeki koltuğuma geçerek,sağ elimi çeneme koyarak düşündüm.Zihnimin karanlık odalarında kıvılcımı bekleyen susamış lambalar,her türlü fikre açıktı.Gök taşlarının kalkanlara çarpışının yarattığı sesle,soldan sağa taranmış jöleli saçlarıma inen ilhamın bıraktığı toz lekelerini hissettim ve ''evreka ! '' diyerek kabakulağın kafasına şaplak patlatarak ''şşşt '' sesiyle açılan kapılardan geçerek emsalsizce gemi içinde koşuşturdum.

Comments (0)

Yorum Gönder