Adalelerimdeki ağrı ve başımı sürekli onaylamak için aşağı-yukarı indirmemle oluşan ağrılarla omuz omuza cenk meydanında yağlı güreş yapıyoruz.Özgüvenimi kaybettiğimde,odak noktam olan kağıdın ucunu fareler misali kemirmişim.Parmak uçlarımı kubbeye doğru çekmekten,noel babanın yanında çalışan amele cinlere dönmüş.Şampuan reklamlarındaki,ipeksi dokunuş yapan mankenler gibi dakikalık periyotlarla küçük bir tebessümle alnımın hizasına akan kırıklarımı elimle siper edip,set kurmuştum.
Kuşların eksik olmadığı,yaşlılar için en iyi rehabilite yeri çay bahçesinde yerimizi almıştık.Hediye paketi gibi hazırlanmıştım.Zira en iyi arkadamışın,sevgilisi ve onun arkadaşı gelicekti.Fırçalanmamış dişler fırçalanmış,balta girmemiş ormana dönüşen saçlar tarağı görünce mayışmış,bayram havası esmişti.En tedirgin bendim.Geldikleri zaman nasıl tokalaşacağımı kestiremiyordum.Avuç içlerim terliyor,güven tazelemek için masanın üzerinde duran şekerlerle oynuyordum.
Plastik sandalyenin aniden çekilmesi ve omzumdaki darbeli matkap dürtüsüyle beni uyaran arkadaşıma hak vererek nezaketen ayağa kalkıp,gelenleri karşıladım.Rezerve edilen sandalyelerin sahipleri gelince ortamın gerginliği,yüzümde soğuk rüzgarla kalıntılar bırakmakta,terleyen sırtım öbek öbek izler bırakmaktaydı.Sessizce sohbetlerini dinliyordum.Mazlumu oynayan,filmin sonunda esas oğlanın bile yapamayacağı hıyarlığı yapıp,sırtından bıçaklayan gizli adam olmuştum.
Çayımızı koyulaşan sohbetimizle eş değer oranda yudumladık.Havanın güzel olmasıyla,rotayı ayaklarımıza bırakıp çenemizi ilk 11 e davet ettik.Sahil boyunca durmadan konuşuyor,kırk yıllık özlemle kavrulmuş kumrular misali anlatacağımız çok şeyi,kıçı kırık dört-beş kelimeye sığdırmaya çalışıyorduk.Gezmeden sonra günü hasar almadan kapatmanın yorgunluğu sırtımda ve dizlerimde hissedilir olmuştu.Giderken arkadaşımın sevgilisinin en iyi arkadaşının telefon numarasını almıştım.
Sanat filmlerindeki ses kullanmadan içtenliği yansıtan,karakterin kendi iç dünyasındaki çatışmayı anlatan sahnenin içinde bulmuştum kendimi.Dolmuş durağında düşündüm.Maymunluk,soytarılık yapmama gerek yoktu.İleride sağlam temelleri atılıcak bir ilişkiye yelken açmıyorduk.Sadece arkadaşça flört ediyorduk.Beyin fırtınası yaptıktan sonra on dakikadan beri açık dolmuş kapısına yöneldim,şimdiden başım dönmüştü bile.
Kuşların eksik olmadığı,yaşlılar için en iyi rehabilite yeri çay bahçesinde yerimizi almıştık.Hediye paketi gibi hazırlanmıştım.Zira en iyi arkadamışın,sevgilisi ve onun arkadaşı gelicekti.Fırçalanmamış dişler fırçalanmış,balta girmemiş ormana dönüşen saçlar tarağı görünce mayışmış,bayram havası esmişti.En tedirgin bendim.Geldikleri zaman nasıl tokalaşacağımı kestiremiyordum.Avuç içlerim terliyor,güven tazelemek için masanın üzerinde duran şekerlerle oynuyordum.
Plastik sandalyenin aniden çekilmesi ve omzumdaki darbeli matkap dürtüsüyle beni uyaran arkadaşıma hak vererek nezaketen ayağa kalkıp,gelenleri karşıladım.Rezerve edilen sandalyelerin sahipleri gelince ortamın gerginliği,yüzümde soğuk rüzgarla kalıntılar bırakmakta,terleyen sırtım öbek öbek izler bırakmaktaydı.Sessizce sohbetlerini dinliyordum.Mazlumu oynayan,filmin sonunda esas oğlanın bile yapamayacağı hıyarlığı yapıp,sırtından bıçaklayan gizli adam olmuştum.
Çayımızı koyulaşan sohbetimizle eş değer oranda yudumladık.Havanın güzel olmasıyla,rotayı ayaklarımıza bırakıp çenemizi ilk 11 e davet ettik.Sahil boyunca durmadan konuşuyor,kırk yıllık özlemle kavrulmuş kumrular misali anlatacağımız çok şeyi,kıçı kırık dört-beş kelimeye sığdırmaya çalışıyorduk.Gezmeden sonra günü hasar almadan kapatmanın yorgunluğu sırtımda ve dizlerimde hissedilir olmuştu.Giderken arkadaşımın sevgilisinin en iyi arkadaşının telefon numarasını almıştım.
Sanat filmlerindeki ses kullanmadan içtenliği yansıtan,karakterin kendi iç dünyasındaki çatışmayı anlatan sahnenin içinde bulmuştum kendimi.Dolmuş durağında düşündüm.Maymunluk,soytarılık yapmama gerek yoktu.İleride sağlam temelleri atılıcak bir ilişkiye yelken açmıyorduk.Sadece arkadaşça flört ediyorduk.Beyin fırtınası yaptıktan sonra on dakikadan beri açık dolmuş kapısına yöneldim,şimdiden başım dönmüştü bile.
iiii bigün mü geçrdn kötü bilemedim ya :s iii günlere vesile olmasını dilerim :)
kısa olması okunabilirliğini arttırmış. üşengeç insanlar da var bu blogda. fena olmamış, çünkü kaleminden çıkan daha güzellerini de okudum :)
kaptan uzun aralar vermiyosun dimi. herşey yolunca dimi speace sentırda?
kulaklarına hasret düştüğüm,uğruna terli terli halk otobüsüne bindiğim.yazıcam.tabiki.ama şartlar netleşene kadar.ilhamımı bekliyorum.birkaç güne kadar yeni yazımı,siz iştahlı okurlarıma servis edeceğim.