Dakikalardan beri istiflendiği bekleme kulübesinde oturan,esas kahramanımız olacaklardan habersiz,hafta sonutatilini kendisine ortak ederek tatlı bir yolculuğa çıkacaktır.Taşınabilir ve hafif çantasını sırtına yüklemiş,kısa yolculuğu için hafif teçhizatlarla,müebbet durağına doğru yürümektedir.
Dik gelen güneş ışınları,koyu renkli tişörtünü hedef alarak,yolculuğun başından talihsiz serüven dizisinin açılış kurdalesini maskasıyla kesmiştir.
Elleri cebinde,başı kaldırımın üzerindeki taşları kontröl ederek tipik kendine güvenmeyen,pısırık adam profili çizmektedir.
Yoldan geçenlerin,uzaktan simalarını tanımak amacıyla elini,kaşlarının üzerinden siper ederek,görüş mesafesini iyileştirmeye çalışmaktadır.
Kafasında yaptığı planlar,oyun sahnesinde,sırası geldiğinde doğaçlama çalışacağı macera serisine bir yenisini ekleyecektir.
Yolun yarısına gelmiştir.Ufuk çizgisinde gördüğü durak,yollardan gelen araba perspektif bakış açısıyla sergilenmiş sürrealist sanat tablosunun mihenk taşları olmuştur.
Otobüs bekleme durağının,kavuran sıcaklıktaki demirine oturup erimeden otobüsün gelmesini dua eder.
Geçen zamanını,telefonundan kulaklığı vasıtasıyla yüksek perdede müzik dinleyerek öldürmekte.
Ufukta beliren mavi renkli otobüs,hüsran içinde mırıldanan,homurdanan durak ahalisinin böbre üstü bezlerini çalıştırmakta,pir ayaklanan ahali itişip kakışarak,rutin insanlık öldürme hareketinin başlangıcını yapmaktadırlar.
Kalabalığın arkasında kalan kahramanımız,otobüs basamağına son basmanın verdiği avantaj ve strajetik yer belirlemedeki dezavantajıyla nötr haldedir.
Koltuk parselleyen,akl-ı selim,şoför arkası kitleden aşağılayıcı bakışlar gelmekte.Karakter analizini yapıp,fısır fısır aralarında bildirim yollamaktadırlar.
Tuzları kurudur tabi.Makam koltuğu,gözü iktidarda olanın göz nurudur.
Aynı kaderi paylaşan,derttaşlarıyla soğuk,kirli ve ıslak otobüs demirine dokunup,insan denizini hz.musa gibi yararak arka safhalarda yer arayışı içerisindedir.
Kapı tarafındakiler boşluğu değerlendirip tüneyerek,yıllardır ataması yapılmayan,batının bol torpilli memurunu oynamaktadırlar.
İnsanların arasından geçerken,mütevazıdan ırak olan kahramanımız tevazü gösterek,malını normal değerin altında bir fiyat biçerek,gitgide nazikleşen nevresim takımı satan esnafı kılığına bürünmüştür.
''bir saniye '' ''pardon '' ''özür dilerim '' ''afedersiniz'' rica kelimelerini,teker teker kullanmıştır.
Arka taraflarda,gizleneceği bir yer bulmuş ön safahalardaki yoğunluktan kaçan,şehrin dışında pembe panjurlu,bahçeli ev klişesini yiyen vazo kafalı emekli deniz subayı olmuştur.
---------------------------
Yanındaki adam,oda sıcaklığında mis gibi kokarken,otobüs standartlarında potansiyel turşu kokusunu otobüs semalarında yayarak,vefakar klimaların tekerine çomak sokmuştur.
Koku kaynağı,burnunun dibinde olduğun gıdım kıpırdayamayan kahramanımız balkanlardan gelen turşu dalgasını duyu almaçlarıyla içine çekmekte,zaman geçtikçe ecel terleri dökmekte.
İmdadına yetişen yeni yolcu,otobüs ahalisini meksika dalgası gibi öteleyip,kokusavar olmakta.
İlk macerasını,dışarıdan gelen destekle kazasız,belasız atlatan kahramanız,cenk meydanınla beklemektedir.
Gaipten gelen ''Aaaay ! Evladım,durağımı kaçırmışım.Sana zahmet butona bassan da,insem '' nidalarıyla,geri dönüşü olmayan ufukta asılı kalan teyzeye yardım eli uzatır.
Uzatır uzatmasına ama,insan denizinde binlerce kol,bacak,kelle varken değil elini uzatması başını çevirecek alan yoktur.
Avcılar tarafından,besin primadinde üst tabakalarda olan,hilal taktiği uygulanan zavallı maktüle bakar.
Gün bu gündür.Çekingenliği ve özgüvensizliğini yenerek,sosyal kahraman olup,açılmayan camı açan kaslı erkek kadar bir sonraki durağa kadar itibar sahibi olacaktır.
Saçları omuzlarından sarkan,boynu vücudundan daha ince olan ceylan fizikli narin bayanın omzuna dokunur.
Sondaj makinası ya da erotik bir dokunuş değildir.Dost canlısıdır.
Yoğunluk arasında,iki dakikada kafasını yüz seksen derece döndüren narin bayan,kahramanımızı heyecanlandırmaktadır.
Nutku tutulan kahramanımız,hamlesini yapmıştır bile.Kaçarı yoktur.
''Rica etsem,düğmeye basar mısınız ? '' diyerek centilmenliğini konuşturur.
''Elbette'' diyerek narin kız uzun ve kısa parmaklarını,milyonlarca parmak izi arasında bulur.
Çantasının sivri ucu ve otobüs ahalisinin jöle kıvamındaki gelgitleri,akşam habelerinde gördüğü yanlış anlaşılmalardan dolayı savaş çıkartan,çirkef kadınlar ve sorgusuz infaza göz yuman vahşi kalabalığın elinde mundar olmuş, delikanlının hazin sonunu üçüncü sayfa haberlerinde okumamak için büyük gayret eder.
Ar,ırz sensörleri osuruktan nem kapmakta,küçük bir kıpırtıda alarm vermektedir.
Yaşlı teyzenin iyi dualarını hanesine yazdıran kahramanımız yoluna devam eder.
Etkileşimde bulunduğu narin bayandan,randevu koparmak için farklı bir yola baş koyar.
Arkasını döndüğünde,oturduğu koltuktan beli gözüken genç kızın namahrem sergisini kesen adamla göz göze gelir.
Açık gişe,umduğundan erken bitmiştir.
Yırtıcı alana girerek,savaş paktının altına imzasını atıp başı dik ayrılmıştır.
Savaş naraları,dik dik bakan gözler,ufukta beliren taze kan kokusu gerilimin boyutunu arttırmıştır.
Uzatmalı sevgilisini,yem olmaktan kurtarıp,günün kahramanı olacaktır.
Köşelerde konuşlanmış,abaza kolonisinin kişi ve kas gücü olarak üstün olduğunun kanaatinde bulunmamış,burnunun dikine gitmiştir.
Omuz omuza geldiği can düşmanıyla,ormanın en güzel kuşu için savaş vermiş.
Bertaraf etmiş,bitap düşmüştür.
Ümitleri tükenir.
En yakın koltuğa oturup,soğuk su niyetine müzik dinleyecektir.
--------------------
Yarım saatlik yolculuktan sonra,temiz havayı soluyarak damarlarına zerk etmiş,hür olmanın ilk adımlarını sıcak kaldırımda tempo tutarak ilerlemiştir.
Kızılay a gidecek...